Elazığ Aileleri+

HACI SAADETTİN EFENDİ


 24.11.2010 13:57:31   6313 kez okundu.
 Kategori : HARPUT EVLİYALARI

HACI SAADETTİN EFENDİ

HACI SAADETTİN EFENDİ

Harput'un Meteris Mezarlığı'nda, İmam Efendi Türbesi'nin kuzey batı giriş kapısı yanında medfundur. Mezarının tam orta ye­rinde eskiden bir kayısı ağacı vardı. Şu anda duvara bitişik bu mezarın ayak şahidesinde, "İrfan Hoca oğlu, Hacı Saadettin" yazmaktadır.

HACI SAADETTİN EFENDİ KİMDİR?

Aslen Harputludur. Doğum tarihi bilinmemektedir. Kendisi Sağır Müftüzadegiller’den Hafız İrfan Efendi'nin oğludur. Âlim bir aileden gelmektedir. Babası Harput medreselerinde yetişmiş, hem hafız, hem de hocadır. O, oğlu Saadettin'in tahsili ile yakından il­gilenerek yetişmesinde ilk hocalığı kendisi yapmıştır. Babası öldükten sonra Saadettin Efendi'ye dedesi bakmış, yarım kalan tahsiliyle o ilgilen­miştir. Daha sonra İmam Efendi'ye intisab ederek, onun sadık müridlerinden biri olmuştur. Askerliğini yaptıktan sonra Harput'a gelerek "Şüşnaz Köyü"nden Aliye Hanımla evlenmiş, ondan bir çocuğu dünyaya gelmiş fakat ölmüştür. Merkez köylerden eski adı “Tilenzit”de imamlık görevine başlayan Saadettin Efendi, İmam Efendi'den aldığı icazet üzerine bir çok kişiye ders vermiştir. Onun ders verdiği kişilerin bazıları şunlardır: Hacı Tosun Efendi, Hacı Mehmet Nuri Göçer, Hacı Mustafa Nacar, Hafız Osman Efendi ve Halit Çakmak’tır. Kendi eliyle yazdığı iki adet "Sohbetname"si vardır.

O, Tilenzit Köyü'nde imamlık görevine başladıktan sonra ömrünün büyük bir kısmını bu köyde geçirmiştir. Tam 36 yıl imamlık görevi yapan Saadettin Efendi, iki defa hacca gitmiş, hurafe ve taasuptan uzak bir din adamıydı. Yetişmesinde daha çok İmam Efendi'nin rolü olmuştur. İmam Efendi'nin ölümünden sonra Kâzım Efendi ile ilişki kurmuş, şehre her gelişinde Kâzım Efendi'nin yanına gide­rek onun sohbetlerine katılmıştır. O, müslümanlığın manâsına uygun bir şekilde yaşadı. Şeyhi İmam Efendi'nin yanına gömülmeyi vasiyet etti. 29 Ekim 1968 tarihinde öldüğü zaman vasiyetine uyularak Harput'a getirildi. Onu yetiştiren büyük mutasavvıf İmam Efendi'nin türbesi bitişiğindeki yere defnedildi.

 

          *     *     *

Aslen Sivrice ilçesinin Güney Köyü'nden olan Hacı Halit Çakmak, Saadettin Efendi'nin talebesidir. Halit Çakmak askerlik görevini Sam­sun'da yaparken bölüğün yüzbaşısı Halit Hoca'yı çağırır. Ona kantin görevini vermek istediğini söyler. Halit Hoca, para yönünden mesuliyetli bir iş olduğu için almak istemez. Bir kaç bahane uydurunca Yüzbaşı Halit Hoca'ya kızar. Arkadaşları ona, "Alsa idin iyi olurdu. Bak Yüzbaşı sana çok kızdı." derler. Bunun üzerine Halit Hoca'nın canı çok sıkılır. O gece rüyasında yatakhaneye doğru gelir, içeri girdiği zaman bakar ki her taraf dağınık ve perişan bir vaziyette! Arkadaşları ise yerlerde yatmak­tadır. Onlara: "Nedir bu perişan haliniz?" diye sorar. Onlar da, "Bir adam geldi, bize bir baktı, onun bakışından böyle yerlere döküldük!" derler. Halit Hoca, "Bu adam nereye gitti?" der. Onlar, "kantine git­ti" derler. Halit Hoca kantine gidip bakar ki, gelen kişi Saadettin Efendidir. Kendisini görünce: "Sen niçin böyle mahzunsun?" diye sorar. Halit Hoca o gün olanları Saadettin Efendi'ye anlatır. Bunun üzerine Saadettin Efendi: "Sen merak etme, sana iki ay izin aldım. On gün de yol hakkı, yetmiş gün eder. Çarşamba günü Elazığ'a geleceksin. Perşembe günü dinlenip, cuma günü yanıma uğrayacaksın." der. Halit Hoca sabah uyandığı vakit halen rüyanın tesirindedir. Arkadaşlarına: "Bana yetmiş gün izin çıkacak" deyince on­lar: "Halit Hoca ne diyorsun! Yüzbaşı sana öyle kızmış ki, bir gün bile izin vermez." derler. Halit Hoca onlarla iddiaya girer. Der ki: "Şayet yetmiş gün izin çıkmaz ise, beni eşek yapıp, üzerime binerek şu Samsun'un içerisinde gezdireceksiniz."

Sabah içtiması için toplandıkları vakit yazıcı onbaşı elinde bir kâğıtla gelir. Yüzbaşı bu kâğıdı aldıktan sonra "Halit Çakmak kim­dir?" der. Bölükteki askerler, "Halit Hoca" derler. Halit Hoca bir adım ileri çıkar. Yüzbaşı bir kâğıda, bir de Halit Hoca'ya bakar: "Yahu Hoca biz dün senin kalbini kırdık. Sana 60 gün izin var, on gün de yol hakkın, tam yetmiş günlük izine gidecek­sin. Haydi, şimdi git hazırlığını yap." der. Halit Hoca tıpkı rüyasında gördüğü gibi çarşamba günü Elazığ'a gelir. Perşembe günü dinlenerek cuma günü hocası Saadettin Efendi'yi ziyarete gider. Oun karşısına asker elbisesi ile gitmiştir. Saadettin Efendi ona hoş geldin dedikten sonra: "Başka elbisen yok muydu?" der. Halit Hoca: "var" deyince: "Bununla burada namaz kılınmaz. Ancak or­duda bununla kılabilirsin. Eve gittiğinde bunları çıkarıp, bohçaya koyacaksın ve sivilleri giyeceksin" der.

 

Kaynak:
Harput Kültüründe Din Alimleri
Günerkan AYDOĞMUŞ


Yorum Yap


Yazili Resim



Bu Habere Yapılan Yorumlar

1



metin arslan

4.8.2011 15:08:13

hacı saadettin efendi tilenzit köyünde 36yıla yıa yakın bir süre kalmıştır.bu süre zarfında tilenzitte sadece hacı tosun efendinin dışında çok öğrencileri vardı.bunlardan hafız hilmi güler,talip efendi ben metin arslan yanında defalarca hatimlerim vardı.çocuğu olmadığı için beni çocuğu gibi sever ve hep yanında gezdirirdi.bir gün benide yanına alarak elazığa kazımı efendilere geldik ordan aşağığuh köyüne sünnet mevlidine trenle gittik.aşağı ğuğda havuz başında mevlidi şerif okunmaya başladı bir ara bir ilahi söylememi istedi.oldukça kalabalık bir cemat var üst düzey burokratlar,hakimler doktorların olduğu bir cemeat.ilahi söylelmeye başladım sesim güzel olmasına rağmen utanmış olacamki ilahiyi söyleyip bitiremedim.ozaman sekiz dokuz yaşlarındayım.bana niye utandın deyip başımı okşadı.kazım efedi çocuğu fazla utandırmayın dedi.daha sonra yine trenle kazım efendi ve hacı saadttin efendiile birlikte elazığa ordanda tilenzite geldik idaha çok anılarım var bu bir tanesi.


Duyurular


Tümünü Gör

Yönetim Kurulu


Tümünü Gör

Anket

MARED ÇALIŞMALARINI NASIL BULUYORSUNUZ


 


Tümünü Gör

Bugün : 535   Son 1 Hafta : 10916   Son 1 Ay : 175933   Son 12 Ay: 175933