ÖKÜZGÖZÜ ÜZÜMÜ BİR URARTU MİRASI
Bugüne bugün
ülkemiz dünyanın beşinci büyük bağcılık ülkesi. Tekel'i satın alanlar da işi
kapatmak şöyle dursun geliştirmek uluslararası rekabete hazır hale sokmak için
ellerinden geleni yapıyorlar.
Sizi bilmem ama zaman zaman kendi kendime sorar dururum.
Yeşili olmayan, ağaçsız, tümü ile kıraç ya da dağlardan oluşan bir yerin
güzelliği sizce kabul müdür? Çoğu kez cevabım "Hiç olur mu öyle
şey" olur! Elbette sessizce. Çünkü bilirim, o vahşi çıplaklığın da
tutkunları vardır. İşte şimdi öyle bir yerdeyiz. Elazığ Harput'da. Orada da
durmayıp Buzlu Mağara'ya bakmak üzere tepeye çıkmışız. Buradan aşağı bakış her
şeye değer. Sanki bir Urartu kralıyız. Memleketi tavaf etmekteyiz. Set set
düşen dağlar nihayet ilerilerde bir yerlerde "Keban Baraj Gölü'ne"
ulaşıyor. Sonra yine, ama yavaş yavaş yükselerek zirveyi arıyor. Ama burada en
yüksek yok ki. Dağlar silsilesi tekrardan, biteviye ve üstüste yığılmalarından
oluşan sıradışı bir güzellik tarifi veriyorlar. Daha önceden bilmediğimiz,
tanımadığımız bir tarif bu. Solumuzda artık iyice alçalan güneş karşı tepeleri
yalıyor. Bir onu, bir bunu. Sanırsınız, bir antik zaman tanrısı size kadim
bir dağlar rehberini açıyor: Bak şu tepeye, gördün mü?
DÜNYA ALTINCISIYIZ
Hadi gelin bir
günah çıkartalım. Gün bugündür: Tekel'in özelleştirilmesi sırasında şöyle bir
muhalefet şerhimiz vardı. Taliplerin bu işi yürütebileceklerini göstermeleri
gerekir, diye düşünüyorduk. Açıkçası Tekel'i satın alan müteahitlerin daha çok
arsalarla ilgilendiğini, pek uzak olmayan bir gelecekde "Tamam iş bitti,
paydos" levhasını asacağı vehmi bize de hakimdi. Şimdi bu peşin
hükmümüzden ötürü özür dilemeliyiz. Tekel'i satın alanlar işi kapatmak şöyle
dursun, geliştirmek, uluslarası rekabete hazır hale sokmak için
ellerinden geleni yapıyorlar. Bakın biraz geri çekilip önce Türkiye'deki
şarapcılığın haline bir bakalım. Bugüne bugün ülkemiz dünyanın beşinci büyük
bağcılık ülkesi. 540 bin hektar toplam bağ alanımız var. Şimdi bazı
vatandaşlarımız "Seni zındık seni" diyecekler, "Ramazan günü
şarapcılıktan başka anlatacak şey bulamadın mı?" Keşke öyle olsa! Bizde Halil
İnalcık Hoca'nın da anlattığı üzere 16. yüzyılda dahi tam kapasite süren bu
ticaretten nemalanıyor olsak! Ne gezer! Durum şudur. Ülkemiz her yıl 3 milyon
600 bin ton yaş üzüm üretimi ile dünya altıncısı. Sonrası? Ne yazık ki bu
üretimin çoğu "kuru üzüm işine" gidiyor! Yıllık 214 bin ton
kuru üzüm imalatı ile dünya birincisiyiz. Peki ama, şarap? Şarap
üretimimiz 70 milyon ton civarında. Bu üretim ise dünya toplamı içinde
binde bir oranında